top of page

Anne-Baba Arasındaki Şiddetin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Güncelleme tarihi: 28 Kas 2022

Şiddet, çocukların en büyük düşmanıdır. Ebeveynlerin birbirlerine gösterdikleri ve çocuklarına da uyguladıkları şiddet, çocukların psikolojisinde telafisi mümkün olmayan sorunlara neden olabilir. Öncelikle hepimizin şunu bilmesi gerekir; herhangi bir biyolojik ya da genetik neden yok ise bir çocuğun psikolojisi normaldir. Çocuğun psikolojisini bozan, onun ruh halini etkileyen en temel unsur, ebeveynlerdir. Bu yüzden bir çocuğun ruh sağlığını düşünüyorsak, öncelikle ebeveynlerin ruh sağlığını düşünmemiz gerekir. Sizler ebeveynler olarak sağlıksız olduğunuz sürece, çocuklarınızı pedagoga götürmenizin, ilaçlar vermenizin hiçbir anlamı olmaz, çocuğunuzu iyi ve sağlıklı biçimde yetiştiremezsiniz. Çocuklardan önce sizler destek almalısınız ve sorunlarınızı ortadan kaldırmalısınız ki çocuklarınız da sağlıklı olabilsinler.


Eşler arasındaki iletişim kopuklukları ve sorunlar, hemen hemen her ailede görülebilir. Mükemmel çift yoktur, aynı şekilde mükemmel aile de yoktur. Her aile, mutlaka belli başlı sorunlar yaşar. Önemli olan, bu sorunlar yaşandığında, sorunların üstesinden gelmeyi öğrenmektir. Bunun için bloğumuzdaki diğer yazıları okuyabilirsiniz.


Ebeveynlerin kendi aralarında yaşadığı sorunların ve çocuklarda görülebilecek psikolojik bozulmaların başta gelen sebebi, şiddettir. Şiddet, fiziksel ve psikolojik olarak ayrılır. Şimdi bu kavramları açıklamaya ve seanslarımızda yaşanmış örnekleriyle çocuklar üzerindeki etkilerini göstermeye çalışalım.


Şiddet türlerinden fiziksel şiddet, biyolojik bütünlüğü tehlikeye atan, ‘can yakma yöntemiyle cezalandırma’ eylemidir. Psikolojik şiddet ise fiziksel bir karşılığı olmadan bağırma, hakaret, aşağılayıcı vücut dili kullanılarak uygulanan baskıdır. Peki şiddetin etkileri nasıl olur?


Baba, eşine fiziksel ya da psikolojik şiddet uyguladığında, her şeyden önce eşinin gözünde küçük düşer ve saygısını yitirir. Annesinin şiddete maruz kaldığına tanık olan çocuk ise babaya karşı nefret duyar. Çocuk, annesinde, ezilmişliğe ve kendini savunamamasına dair örnekler görür ve bunu yapabileceğini öğrenir. Çocuk davranışların olağan olduğunu sanır ve bu noktada hem babaya nefret duyar hem de anneye fiziksel ve psikolojik şiddette bulunur. Bu şekilde yetişen çocuk, ileride kendi ailesine de benzer şeyleri yapacak, hem partnerlerine hem de evlendiğinde eşine ve çocuklarına şiddeti büyük olasılıkla yansıtacaktır ya da aşırı pasif, çekingen biri olacaktır. Annesine şiddete tanık olan erkek çocuğu annesini ezme eğilimine geçebilir, annesine saygısı olmadığından ona hor davranabilir ve şiddete meyilli olabilir. Baba otoriter olursa çocuk onu taklit edip otoriter olabilir ya da tam tersi davranış kalıplarına sahip olabilir. Baba eşitlikçi olursa çocuk nazik ve eşitlikçi olur. Bu nedenle baba yaklaşımı anne yaklaşımı kadar önemlidir. Babanın fiziksel şiddette bulunmasının pek çok psikolojik alt yapısı vardır. Sosyal araştırmalar göstermiştir ki şiddet uygulayan erkeklerin büyük bir çoğunluğu, çocukken şiddete maruz kalmıştır ya da babanın anneye şiddetine tanık olmuştur. Neden ne olursa olsun yapılan eylem en fazla anneye ve çocuğa etki eder ve ne yazık ki telafisi çok zor olan durumlar yaratır. Bunlara tanık olan kız çocuğunda durum biraz daha farklıdır. Kız çocuğu evet babaya düşkündür ama doyum öznesi olarak anneyi görür. Baba, annesini sevdiği için kız çocuğu annesini taklit eder, bu şekilde baba onu da sevebilecektir. Eğer baba otoriter ise anne ona boyun eğdiğinden, kız çocuk ya aşırı hırçın olur ya da boyun eğmeyi öğrenir. Boyun eğme davranışına girerse, ikincil planda kalmayı anneden öğrenir ve erkeğin kadından daha önemli, birincil olduğunu kabullenir. Bugün toplumda erkeğin üstünlüğünü kabul etmiş olan, kendilerini ikincil gören, ‘erkektir yapar’ diyen kadınlar ne yazık ki çoğunlukla bu tip ailelerde yetişmişlerdir.


Gelelim çocuğa uygulanan şiddete. Çocuğa uygulanan şiddet, çocuk için bir travmaya dönüşür. Elbette ileride bu şiddet sahnelerini unutabilir ancak bilinçaltında bu sahneler kaydolmuştur ve bu nedenle sürekli huzursuzluk hissedecektir, şiddete yönelik davranışlarda bulunacak, nedenini bilemeyecektir. Çocuğuna fiziksel şiddet uygulayan babayı gördüğünde anne, çocuğunu koruma güdüsüyle yaptığı empati sonucunda en az şiddet görmüş kadar acı çeker. Kocasına olan nefreti artar. Nefrete dayalı olan bir aile oluşur. Fakat çocuğa yönelik şiddet, anne tarafından da gerçekleştirilir. Bu anneler ya kendi kök ailelerinde şiddete maruz kalmış ve şiddetle yetiştirilmişlerdir ya da eşlerinden şiddet gören annelerdir. Eşinden şiddet gören anne, ezilmişliğin verdiği ego eksikliğini gidermek için kendinden daha savunmasız olan çocuğa şiddet uygulayarak ego bütünlüğünü yeniden kurar, deşarj olur. Belki de aile içinde şiddete maruz kalan en önemli özne, çocuktur. Genel olarak çocuk anne ya da babayı taklit eder ve şiddete meyilli olur.


Size bununla ilgili kendi danışanımdan örnek vereyim. Zorlukla boşanmış olan bir hanım danışanım, 11 yaşındaki erkek çocuğunun kendisine küfürler etmesinden ve birkaç kez de kendisine saldırmasından şikayetçi olduğu için çocuğu bana getirdi. Seanslarda anladım ki anne, eşinden hem fiziksel hem psikolojik şiddet görmüş. Eşi, hep küfürler eder, kendisine fiziksel şiddette bulunurmuş. Tabi çocuk da bunlara maruz kalmış. Çocuğun yaptığı şey, aslında babasını taklit etmek çünkü çocuğun bildiği, öğrendiği davranış kalıbı bu.

Şiddetin her türü, ister çocuğa ister anneye ister babaya yapılsın, çocuk açısından yıkıcıdır. Bu nedenle ailelerde ilk yapılması gereken şey, her türlü şiddetin ortadan kaldırılmasıdır. Eğer ailede şiddet varsa, sadece kendinizi değil, çocuklarınızı da yakmış olursunuz, onların da hayatlarını mahvedersiniz. Lütfen duyarlı olun, kendinizi düşünmüyorsanız çocuklarınızı düşünün, ileride çocuklarınızın gurur duyacağı ‘iyi ki’ diyeceği ebeveynler olun. Bunun için bizlerden yardım alabilir, sorunları çözebilirsiniz.





 
 
 

Comments


Takip Et

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
bottom of page